26 Aralık 2012 Çarşamba

İnternetten Alışveriş Dosyası!!!

Eveet öncelikle hepinize merhabalar. Umarım hepiniz çok iyisinizdir, sizi üzen,canınızı sıkan hiç bir şey olmamıştır. 
Uzun zamandır aklımda olan bir konudan bahsetmek istiyorum "İnternetten Alışveriş". 
Ben tamamen kendi alışveriş deneyimlerim ve bundan yola çıkarak  yaptığım araştırmalarım sonucunda bu dosyayı açıyorum :)
Hangi siteler var şöyle en güvenilirlerinden ;

 1)Morhipo.com 

2)Trendyol.cm
3)Gittigidiyor.com
4)Evmanya.net

5)Evim.net
6)Perabulvarı.com

7)Markafoni.com 
Bunlar benim sıkça baktığım ,alışveriş yaptığım internet üzerinden hizmet veren siteler arasında. 
Birde mağazaları olan ancak internet üzerinden de satış yapan siteler var. Aslında giyimden tutun da yiyeceğe, hatta süper markete kadar bir çok markanın artık internetten alışveriş seçeneği bulunmakta. 
Ben yine çeyiz alışverişlerimden yola çıkarak bir sıralama yapacak olursam;
1)English Home

2)Taç
3)Ikea 
4)Madama Coca

5)Bernardo

6)Esse
Bunlar başlıca alışveriş yaptığı yerler. 
Şimdi gelelim neden bu dosyayı açtığıma. İlk olarak internetten alışveriş yapmak hem çok rahat, hem de geniş seçenekler sunması nedeniyle avantajlı. Hele ki siz de benim gibi çabuk karar veremiyorsanız önce mağazaya gidip ürünü inceleyebilir, daha sonra evinize gidip rahat rahat düşünüp karar verdikten sonra internetten satın alabilirsiniz. 
Benim bu siteler arasından en çok memnun olduğum site English home. Kargolama olarak çok hızlı, ürünler görselle birebir aynı ve hiç bir sorunla karşılaşmadan aldıklarınız elinize geçmekte. 
En çok sıkıntı yaşadığım site ise Evmanya.com.
Siparişlerin tedarik aşamalarındaki uzunluğu, kargoya verilme deki uzunluk, kargoya verildikten sonraki bilgilendirme e-postasının atılmaması, ve en sonda gelen ürünlerin görselle aynı olmaması siteyi kendinden soğutmakta. 
Aslında bu siteden alınan ürünlerde bildiğimiz markaların ürünleri ancak sitenin kendisinden kaynaklanan hatalar, alınan ürünün markasına karşıda olumsuz tutum geliştirmemize neden olmaktadır. 
İnternetten neleri kesinlikle gözünüzle görmeden almayın kısmına gelince ise nevresim, havlu vs. gurubunun içinde yer aldığı tekstil grubu. Önce gidin görün tabi English Home ürünlerini saf dışı bırakıyorum tecrübelerime güvenerek söylüyorum. Görseliyle birebir aynı ürünle karşılaşacaksınız. Ancak onun haricindeki sitelerde satılan ürünler için, bunlar Taç, Sarev vs. gibi bilinen markalar bile olsa gidip görün derim.
Hangi sitelerin internetten alışerişi başlasına gelirsek ise kesinlikle Home Sweet Home ve, Chakra diyebilirim :) Şimdi ee hani internetten ev tekstili alma dedin diyeceksiniz ama bu iki markada da bende English Home etkisi bırakmakta en azından denemekte fayda var.
Benim internetten alışveriş dosyam bu siz nerelerden alışveriş yapıyorsunuz?, hangi sitelerden ağzınız yandı? görüşlerinizi bekliyorum :)


24 Aralık 2012 Pazartesi

Yeni Yeni Çeyizler, Başlık Yazmayı Bile Unutmuşum Öyle Şaşırdım Yani :)

Yavaş yavaş kafayı yemeye başladığımı düşünüyorum. Sürekli bi panik hali, sürekli bişeyleri yetiştirmeye çalışma durumu, sanki hep bi yerlerde bişeyleri unutuyormuşum hissi, içimde hep bi huzursuzluk, kendimi hep bi yanlız hissediyorum. 
Bişey değil evdekilere de huzursuzluğumu bulaştırıyorum. 
Mesela yatağa giriyorum gözümü kapattığımda nevresimler, havlular, yorganlar, tabak, çanaklar havada uçuşuyor. Sonra ne zaman daldığımı anlayamadığım zamanda, kabuslar kapımı çalıyor. Mesela dün sevdiceğimle konuşmak için askeriyeyi arıyorum, bir kadın çıkıyor telefona, sediceğin yok diyor, sen kimsin orda ne işin var diyorum, ben burda yaşıyorum diyor. 
Alllah sonra ben bi saydırıyorum hatuna ki sormayın. Bide üstüne üstlük bu günde arayan sevdiceğimi azarladım o kadın kimdi diye :D Yok yok ben kesin sıyırıyorum.
Sonra bir anda kendimi yapayalnız hissediyorum. Sevdiceğim yanımda değil ya sanki ben bu dünyada sahipsiz kalmışım gibi geliyor. Sonra sonra sonrası fena işte :(
Bu gün evi temizlemek için ayaklanan annem temizlemek yerine her yeri dağıtınca sinir krizi geçirerek evin odalarına yayılan çeyizlerimi düzeltmek zorunda kaldım. 
Ananemin yaz başında benim için ayırdığı çıkının bir bölümünü görme fırsatım oldu bu şekilde. Kıyamam yıllarca Almanya'da çalışıp bizim için aldıklarını görünce bi duygulandım. 
Evi öyle bir haldeki yıllardır paketinden açılmamış bir sürü çeyizlik var. Kıymetini bilmeyiz diye de bize vermeye de kıyamıyo bir çoğunu. Ama ben kararlıyım hepsi düğüne kadar tek kek incelenecek hatta hacılanacak :D
İşte size bir kaç örnek; yalnız fotoğraf konusunda hiç iyi değilim hatta yeteneksizin önde gideniyim diyebilirim. Başlarda bu nedenle çekindim hep kendi çektiklerimi eklemeye ama baktım böyle olmuyo çekingenlikte bi yere kadar yayınlıyorum yavaştan umarım göz zevkiniz bozulmaz :D

 Bu at desenli takım tek kişilik yatak örtüsü. Bundan iki tane koymuş. En çok buna bayıldım.
 Bu acemice çekilmiş bir masa örtüsü pek bir şeker aslında bakmayın siz böyle bulanık durduğuna :)
 Bu da bi yatak ölçüsü tek kişilik..

Veee bu şeker tavuk teyzede böyle porselen çaydanlıktaki çaylar soğumasın, çorbalar hep sıcak kalsın diye bi koruyucuymuş :)

Size daha fazla görsel koyup göz zevkinizi yerle bir etmeye gönlüm razı olmadı. 
Bunların hepsi benim için o kadar çok değerli ki, hepsinde onca yılın emeği, onca yılın hatırası var, ananemin alatımıyla "sırtında taşıdı" o onları buraya bize getirmek için. Bunları çok beğendiğimi söyleyince bir gururlandı, bir mutlu oldu anlatamam size. Kıyamam ben ona.

22 Aralık 2012 Cumartesi

Şok Saldırı!! Ikea Hafif Yaralı, Bernardo İse Malesef Aramızdan Ayrıldı...

Sanki bi şirinlik yapmaya çalışırken buldum kendimi, entel dantel başlıklar falan, oynatma belirtileri olabilir :)
Dün Saçlarımın dökülmesini şikayet etmek için doktor yolunu tuttum. Detayları sonuçları alınca sizinle paylaşacağım inşallah.
Ardından, kız kardeş, anne ve anne arkadaşı ile İzmirin o acı acı yakan soğuğunda Ikea yollarına düştük. İtiraf ediyorum, ben İzmir'deki Ikea'ya ve hatta Forum Bornova'ya gitmedim daha önce. Eee napayım zaten İstanbul'da hepsini gezdim, içlerinde İzmir'e özel ürünler olmayacağına göre tatillerimi buralarda harcamadım hiç.
Ikea'da incik, cıncık o kadar çok şey vardı ki pek güzeldi her bişey.
En çok mobilyalar bitirdi beni, her ne kadar sevgili nişanlım oranın mallarını kaliteli bulmasa da (sattıkları fiyata oranla)ben bayılıyorum. 
Bazı şeyleri de çok abartılı pahalılıkta geliyor yalan değil. Mesela artık kumaştan yaptıkları, dikişlerinin kalitesizliğinden bile belli olan bir runner a 35 lira gibi bir etiket koyduklarında, çoğu şeylerinin arkasında da Çin malı ibaresi yerleştirdiklerinde yazıkkk diyorum, kızıyorum. 
Bu gibi sebeplerle aşağıda gördüğünüz çeyiz ıvır zıvırlarıyla çıktım sadece mağazadan;
Çerçeve 5.99, mutfak havluları 1.49, poşetteki 10 adet mutfak havlusu 10.00, peçetelik, 7.99, un eleği 6.99. 
Annem e kardeşim benden daha fazla şey aldılar. Ben parama Ikea'ya için kıyamadım bunlarla yetindim. 
Daha sonra dışarı çıktığımda gördüğüm yer Bernardo oldu veeee ben hipnotize olmuş gibi daldım içeri, tabi annem,arkadaşı ve kardeşim de peşimden. 
Aslında amacım şu postum da belirttiğim takımlarını almaktı;
Daha öncede haber vermiştim Bernardo da bir alana bir bedava kampanyası vardı. Son zamanlarda öyle saflaştım ki 350 liralık takımın bedavası olarak 114 liralık çaydanlık almak istedim. 
Sğolsunlar düşünceli çalışanlar bana onun yerine eşdeğer fiyat başka bir takım alın deyince bizim kaçıklık serüveni başladı.
Annem ve arkadaşı şu aşağıda gördüğünüz takıma mest oldular;
Biliyorsunuz ben porselen takımımı almıştım, gerçi tercihimle annemden veto yedim, bunun içinde annem birden onlar çok sade, evine bi misafir gelince şunlara bak bir takım bile alamamışlar demesinler laf söz olur kızım diye paranoyaklık yaptı ve seç bir takım aaa hatta bu takımları al diye tutturunca, düşünceli satış ekibi aaaa evet madem çatal kaşığınız var, o 500 lira onun yerine hediye çeki verelim, bir alana bir bedava kampanyasından yararlanarak çeki 1000 liraya çıkaralım dediler veeeee ben hala nasıl olduğunu anlayamadığım şekilde kabul ederek yaklaşık olarak 1,5 saat süren 1000 liralık hediye seçme serüvenim başladı. 
Ben yine çok uzattım lafı en iyisi neler aldım bir göstereyim;




Bu gördüğünüz kek kalıplarının seramiklerini;

Aynı takımı çay seti olarak tamamlamak için;üçlü çerezliği, şekerliği,kurabiye katlığını ve kek fanusunu aldım.
Ayrıca kahvaltı takımının içinde bulunmayan çaydanlık da hediyelerimin içindeydi.
Aldım ve görselini koymadığım bir kaç para şey ile Bernardo serüvenimi tamamladım. Annemle yaptığımız anlaşma gereğince ben İstanbul'dan dönünceye kadar yani Ocak 20 ye kadar çeyize başka bir şey eklemeyeceğim. Zaten 4 farklı yerden gelecek kargolarla anlaşma tarihine kadar idare edebilirim. Tabiii çok cazip bi indirim olmazsa :)
İşte size kocaaaa bir çeyiz postu yazmak bile çok yordu beni umarım okumak yormamıştır sizi. 
Kendinize şimdilik iyi bakın sevgiyle kalın :)

20 Aralık 2012 Perşembe

Askerde ki Kardeşten Yok Artık Dedirten Şok Gelişme....

Başlık pek bi merak uyandırıcı oldu farkındayım :) Ne yapayım gecenin bu yarısında bilgisayar başında o gelinlik modeli senin, burada ki de benim, aaaaaa burada bi düğün salonu varmış dur hemen not alayım, bakk baak filanca çeyizine şunu da almış ben nasıl görmedim onu diye çıldırma safhalarımı zorlarken askerdeki kardeşimden bir msj geldi, aynen aktarıyorum;
Meryem hiç sevgilisi olmayan, evde kalmış bir kızdı. Günün birinde iyi kalpli bir delikanlı Meryem'e talip oldu, evlenme teklifi etti. Meryem delikanlının teklifini babasına anlattı. 
Ertesi gün buluştuklarında delikanlı Meryem'e sordu;"Baban ne dedi?"
Meryem:"Delikanlıdan Allah razı olsun" dedi. :D :D
Ben tabi hemen bir sinir aradım bi yandan da kıkırdıyorum, nerden aklına geldi de uydurdun gecenin bu saatinde diye sorduğumda aldığım cevap aynen şu;
"Bu günün filanca gazetesinde mini fıkra olarak vardı, okuyunca şok oldum, gördüğümden beri gülüyorum".
Bende aklıma geldikçe gülüyorum. Fıkra birebir doğru. Herkes tarafından asla evlenemeyecek gözüyle bakılan ben, herkesi şaşkınlığa uğratarak evleniyorum. Hemde herkesten önce :)
İşte hayatım böyle garip olaylar silsilesiyle akıııp gidiyor. 
Tüm güzel garipliklerin sizi bulması dileğiyle...

16 Aralık 2012 Pazar

Günlük Yemek Takımı Bernardo :)

Ara ara çeyiz postları yapmaya çalışıyorum. Bloğuna düzenli uğrayan sorumlu bir blogger olamadım hiç. 
Yaklaşık 2 ay kadar önce almıştım günlük yemek takımlarımı paylaşmak daha yeni kısmet oldu. 
Bu takımın kahvaltı versiyonu da var onu da almak niyetindeyim hatta çok istiyorum ama o kadar geç karar veriyorum ki esaslı kampanyayı kaçırdığım için yeni bir kampanya için beklemekteyim.
Nişanım olduğunda daha hiç bir şeyim yok diye yakınan ben nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekil de evi doldurmaya başladım. Tek bir şey almak yetiyormuş bunu farkettim :) 
Vaktim oldukça yavaş yavaş aldıklarımı paylaşmak niyetindeyim.
Bu arada yılbaşı nedeniyle bir çok marka kampanyalar yapmakta. Bernardo da bir alana bir bedava, English Home da yatak örtülerinde %50 indirim şimdilik dikkatimi çeken kampanyalar bi değerlendirim derim.
En kısa zamanda görüşmek üzere kendinize çook iyi bakın :)
PS: Bu arada hala mutsuzum oyalanmaya çalışıyorum olmuyor. Kuzenlerle geçirilen bir hafta sonu çok iyi geldi ama yine de onun sesini bu kadar az duymak çok zor geliyor. Zaman hızlı geçiyor biliyorum ve bekliyorum.
Gel bahar geeeeel..

14 Aralık 2012 Cuma

Ne Zor Şeymiş Ayrılık...


Çok üzgünüm bu aralar.Biliyorum bir türlü düzenli olarak vakit ayıramadım şu bloğa ama inanın sürekli koşturuyorum. Pazartesi yine İstanbul'daydım. Yarimi askere uğurlamak için. Ne  zordu kalbimde bi şeyler koptu gitti sanki. Beş ay Ankara'ya emanet ettim onu. Biliyorum amaaaan iyice abarttın beş aydan bir şey olmaz diyorsunuz ama öyle değil işte. Biz hiç ayrı kalmadık onunla. Öyle zor geliyor ki durup durup yok ben yapamam dayanamam beş koca ay diyorum. 
Gidişi aklıma geldikçe gözlerimden yaşlar süzülmeye başlıyor. 
Ağlamamak için kendini tutmaya çalışması, vedalaşırken ki o hali nasıl içimi yakıyor bir bilseniz. 
Sonra şükrediyorum Allah'a karşıma onu çıkardı diye. Onu beklemek bile nasıl gururlandırıyor beni. Aklımda hep o ne yer, ne içer, nasıl davranıyorlardır, rahat mıdır diye. 
Acemilikte,ustalıkta Ankara'da. Çok iyi çok güzel bir yere düştü biliyorum ama yine de onun özlemi nasıl zormuş. 
Her gün onun sesiyle uyanıp uyudum. Şimdi günde bir kere 5 dakika bile konuşamıyoruz. Allah'dan acemiliği kısa sürecek. Ustalığa geçtiğinde çok daha rahat olurmuş. 
Özlemek çok zormuş, günleri değil dakikaları sayıyorum sanki. 
Biliyorum bir kaç ay sonra alışıcam ama şimdilik aşırı dozda üzüntü halindeyim. Gözümde bir damla yaş hazır bekliyor. 
Aklım başımdan gitti sanki öyle ki 13.12.2012 de olan uçağımın tarihini bile yanlış hatırlayıp bir gün önce yarimi gönderdiğim gün gittim havaalanına. Öyle bir koşuyorum ki bir de, inşallah geç kalmamışımdır dediğimde karşımdaki kız "keşke hiç acele etmeseydiniz asla geç kalmazdınız demesiyle, nasıl yani dedim, kız sizin uçağınız yarın" deyince şok geçirdim tabi. 
İşte böyle günler geçiriyorum ben. Üzgün, hiç bir şeyden zevk almayarak.
Önüme bakıyorum yaklaşık olarak Ocak 20 ye kadar sürekli seyahat halindeyim yine. 
İzmir'de anne ve babamın evine seyahat, arada bir hastalanan ananemin evine seyahat, daha sonra yarimin yemin töreni için Ankara'ya seyahat. Orada geçen iki günün ardından İstanbul'a seyahat ve okul, arkadaşlar arası seyahatle, İzmir'e dönüş. 
Uzun bir listem var İzmir'e döndüğümde de asla sabit bir yerde kalamıyorum. Kaplumbağa misaliyim ben evim değil ama eşyalarım sırtımda yaşıyorum. 
Elimde bir valiz ya da küçük bir çanta koşturup duruyorum durmadan. İsyan etmiyorum. Sadece bazen çok yoruluyorum.
Yarın ehliyet sınavım var bu ara da. 
Benden şimdilik bu kadar. Kendinize çok iyi bakın. 
Baharın bir an önce gelmesi dileği ile...
PS: Bu arada yukarı da resimde ki yer Rumeli Feneri çok sevmiştik biz orayı :(

4 Aralık 2012 Salı

Bumerang Ödülleri


Çok yeni bir blog yazarıyım. 95 takipçim var kaçı düzenli takip ediyor orası meçhul ama az da olsa düzenli bir takipçim var ve ben bloğuma ilgimi sürdürürsem olacak biliyorum. 
Yaklaşık bir ay önce kadar düzenli ya da düzensiz takip ettiğim bir çok blogda bumerang ile ilgili paylaşımlar oldu. Çoğu aday olduğunu açıkladı oy istedi. Sonra oylamalar bitti, ödül töreni yapıldı. Kimi bloggerlar törene davet edildi kimileri edilmedi. Ama kimsede şunlar kazandı şunlar şunlar oldu gibi bir haber duymadım bir daha. Hayır kazanan bloggera bir kutlama yazısı bile yazılmadı bir çok blogda farkındayım. 
Şimdi katılmamış olsam da taktir ettiğim sosyal medyanın gücünün nasıl giderek arttığını gösteren ve blog dünyasının sesini duyuran, giderek de duyuracak olan bir yapı. 
Şimdi bu yazı bir çok kişiye taş atar gibi oldu ama sakın alınmasın kimse, sadece küçücük bir hatırlatma yapayım istedim :) Kimse kırılmasın.
Şimdi ödüller kimlere gitmiş bit bakayım derseniz tıık tııık derim..
Hepiniz sevgiyle kalın, her şeye rağmen hayat çook güzel